28 Kasım 2013 Perşembe

Evde kompost yapımı

Evde geri dönüşüme atılanlar, yeniden kullanım için ayrılanlar, aa bundan saksı olur, ay bu şişeye  ben ilaç hazırlarım diye çöplerle uğraşırken bir de kompost yapmaya karar verdiğimi ve artık organik çöpleri de ayıracağımızı söyleyince herkes bir sevindi bir sevindi... : ) Şaka bir yana kompost konusu çok ciddi bir konu ve bende size bu konuyu bütün ciddiyetimle anlatmaya karar verdim.

Kompost Nedir?
En basit anlatımıyla, organik artıklarımızı çürüterek yapılan doğal bir toprak besini diyebiliriz. Yapması kolay ve bedava. Ayrıca bahçenizin ve mutfağın artıklarını değerlendirmenin ve ekolojik sisteme geri vermenin en iyi yollarından birisi. Hepsi toplam özetle toprak için, doğa için iyi bir şey! Yani yapalım : )

Kompost’un faydaları nelerdir?
- Kompost yöntemi ile toprak için humus üretmiş oluyorsunuz. İlkokul 3 hayat bilgisi derslerinden hatırlayacağınız gibi humuslu toprak çok verimlidir. Humus hem toprağınıza besin ekler hem de nemini korumasına yardımcı olur.
- Mutfağınızın ve varsa bahçenizin atıklarının %30’unu komposta çevirebilirsiniz. %30 daha az çöp, çöpü taşımak, depolamak ve yoketmek için harcanan zaman ve enerjiden de %30 tasarruf demektir. Ayrıca heba olup çöpe gidecek şeyler toprağa besin olarak dönecek. Neresinden bakarsanız hep kardayız.
- Kompost ile toprağa geçen faydalı bakteriler toprağınızın havalanmasına yardımcı olacak, bu sayede topraktaki organik materyaller de yanarak bitki besinine dönüşebilecek, ayrıca bitki hastalıkları önlenecek.
- Kimyasal gübre ve sıvı toprak besinlerine gerek kalmayacak.

Kompost kutusu yapımı
Herkesin bahçesi olmadığını düşünürsek öncelikle kompostu neyin içinde yapacağımızı anlatmam gerek sanırım. Bize gereken kapaklı plastik bir kova / bidon. Ben ta lise zamanında kendime küçük bir çöp bidonu almıştım Bauhaus’tan, tam bu işe uygun oldu. İnternette hazır kompost kutuları da var ama gerek yok bence. Kesin sizin evde de bu işe uygun bir kova vardır, hiç birşey olmazsa plastik bir su bidonu vardır, önemli olan eldekini değerlendirmek. Bu bidonumuza matkapla, kızdırılmış bir çivi ile ya da kendi bulduğunuz bir yöntemle delikler açıyoruz. Altında, yanlarında ve kapağında delik olmalı. Çapı bu olacak, merkezler arası mesafe bu kadar, bu buna 45 derece açı yapacak diye bir şey yok, geometri dersinde değiliz. Delikler kutudaki atıkların iyi şekilde havalanmasını sağlayacak kadar olmalı. Aşağıda evde hazırlanmış kutulardan örnekler de size yardımcı olacaktır.



Çok büyük delikler açarsanız içeriden tül gibi içeridekilerin dökülmesini önleyecek bir şey yapıştırsanız iyi olur. Malzemenin karışmasını kolaylaştırmak için içine dal ya da sopa gibi birşey sıkıştırabilir ya da yine delikler açıp benim gibi tel gerebilirsiniz.


Kutunun içine ne koyacağız?
Şimdi ben yukarıda çürüme falan deyince kimilerinin tüylerinin diken diken olduğunu, “ay nasıl birşey yahu kokar bu kesin, böcek de yapar” diye düşündüğünü tahmin edebiliyorum ama söz veririm öyle değil. Daha doğrusu öyle olmaması için bir kaç basit kuralı uygulamak yeterli.

Hemen hemen tüm organik artıkları komposta ekleyebiliriz. Dikkat etmemiz gereken en önemli kural karbon açısından zengin (kahverengi) atıklar ile nitrojen açısından zengin (yeşil) atıkların oranını iyi tutturmak. Ayırmak aslında basit, kahverengiler genelde kahverengi ve kuru; kuru yapraklar, dallar, otlar, talaş, ağaç dalları, gazete kağıdı gibi… Yeşiller ise yeşil ve taze; meyve sebze artıkları, taze otlar, çiçeklerinizden kestiğiniz budadığınız parçalar gibi… Ben tüm araştırdığım kaynaklardan topladığım bilgilerle bir tablo yaptım, sayfanın sonundan hem pdf hem de excel dosyası olarak indirebilirsiniz. Listede komposta konabilecek ve yasak olan herşeyi yazıp yanlarına kahverengi mi yeşil mi olduklarını belirttim. Alışana kadar bir çıktısını alıp buzdolabına asmak en pratik çözüm.

Komposta bu yeşil ve kahverengileri ağırlık olarak eşit koymak gerekiyor. Yeşil malzeme yaş olduğu için ondan az konuyor, kahverenginden ise bol gerekiyor. Oran her yerde farklı yazıyor, birçok kaynak 1 kap yeşile karşılık 25 kap kahverengi koymak gerek diyor ama kimileri de 1’e 4 oran yeterli diyor. Bunun oranını ezberlemektense en doğru olanı kompostunuza sık sık göz atmanız. Islaksa, çamur gibiyse kahverengi az olmuş demek, kuruysa, bir hareket yoksa biraz yeşillerden eklemek, hafif su ile nemlendirmek gerekiyor demektir. Özetle ana prensip olan eşit ağırlıkta koyma olayını siz göz kararı uygulama çalışın, içerisi çamur gibiyse 25 değil 45 kap da koyarız kuru yaprak gerekirse.

Kompostun bir kurtarıcısı da bahçe toprağı. Hem mutlaka kutunuzun altına 4-5 parmak kadar toprak ile altlık yapın, hem de baktınız işler ters gidiyor koku yapıyor sulu oluyor 1-2 parmak toprak her türlü derdinizin üstünü örter.

Kutunun içine ne koymayacağız?
Kompostun doğaya bize bütçemize ve bitkilerimize faydalı olmakla kokulu bir eziyete dönüşmesi arasındaki ince çizgi bazı şeyleri eklememekten geçiyor : ) Hemen hemen tüm organik atıklar dense de aşağıdaki yasaklılar listesinden bir şey koymamanız konusunda çok ciddi ısrar ediyorum. Yasak olan tüm atıkları da yukarıda bahsettiğim listeye koydum indirdiğiniz zaman göreceksiniz. Basitçe özetlersek;
- Et yok, hiçbir türü, balık kılçığı, tavuk kemiği, ayıklanmış yağlar, deriler hiçbiri!
- Ekmek yok, makarna yok, süt yok, süt ürünleri yok.
- Hastalıklı bitkiler veya budadığınız hastalıklı parçaları lütfen atmayın aynı hastalıklar kompostla diğer bitkilerinize geçebilir.
- Size çok parlak bir geri dönüşüm fikri gibi gelebilir ama evdeki kedinin köpeğin gübresi kesinlikle yasak! : ) Sadece otçul hayvanların gübresini ekleyebilirsiniz. Balkona pisleyen kuş candır : )
- Salatanın artanını komposta dökmek iyi bir fikir ama lütfen önce yağını sosunu iyice süzün hatta mümkünse bir sudan geçirin. Hiçbir yağ tipi kompost için önerilmiyor.


Tamam gözüm kesti hadi yapalım!
Öncelikle buraya kadar gelen inatçı ve cesur arkadaşları tebrik ederim : ) Emin olun birçok kişi “aman ayol karışıkmış, sıkıldım ben, kokarmış hem bu” diyerek 3 paragraf önce vaz geçti. Şimdi kutuyu hazırladık, çöpümüz de var o zaman hemen kutunun altına 4-5 parmak kadar toprak koyup çöpleri de ekliyoruz, ve bitti : ) Böyle anlatınca biraz gösterişsiz oldu ama evet bu kadar. Artık tek yapacağınız şey beklemek ve her gün kompostunuzu karıştırmak. Kompostun ortasına elinizi soktuğunuzda sıcaklık hissediyorsanız ve hafif şekerli bir kokusu var ise işler yolunda gidiyor demektir. İyi karıştırılır havalandırılırsa kompostunuz 6 ila 8 hafta içerisinde hazır olacak, hazır olduğunu nasıl anlayacağız derseniz git gide toprağa benziyor : )

Dikkat edilmesi gereken noktalar, ipuçları, fikirler…
Tamam kokmayacak dediysem de bu iş pis bir iş, bidona delik açmaktan içine toprak doldurmaya, karıştırırken sağa sola dökmeye her hareketiniz etrafı kirletiyor. .Özetle balkonda yapmanız konusunda çok ısrarcıyım. Evin içinde yapıp kendinizi komposttan, ailenizi de sizden soğutmayın.

Karıştırmak bu işin en önemli kısmı o yüzden mümkünse her gün yapın. Ben silindir şeklinde bir bidon kullandığım için yerde yuvarlıyorum 6-7 tur. Eğer mümkünse siz de silindir bir kap seçin. Ne kadar iyi karışır, havalanırsa kompostunuz o kadar hızlı olacaktır.

Çok sulanır ya da koku yaparsa, ya da tam tersi hiçbir hareket yoksa kuru kuru kaldılarsa bahçeden biraz toprak ekleyin. Toprak hem kötü kokuları örter hem de içindeki yararlı mikroorganizmalar kompost oluşumunu hızlandırır.

Çiçek bakan insanlar olarak en iyi bileceğiniz şeylerden biri eminim ki ıslak ile nemli arasındaki fark. İşte bu ayrım burada da karşımızda, kompost her zaman nemli olmalı ama asla ıslak olmamalı.

İçeride olan biteni hızlandırmanın bir yolu da koyduklarınızı küçük parçalar olarak eklemek. Ben mutfak artıklarını elimden geldiğince doğrayarak koyuyorum, dalları, çiçekleri bağ makasıyla küçük küçük keserek, parçalayarak atıyorum. Odunsu parçalar çözünmesi en zor parçalar onları elinizden geldiğince küçük parçalara ayırmaya çalışın. Yumurta kabuklarını mutlaka ufalayarak atın.

Çay, kesilmiş çim, yapraklar komposta homojen dağılmalı. Bunları iyi karıştırmazsanız arada bir katman oluşturup havalanmayı olumsuz etkilerler.

Baktınız kompostta hiçbir hareket yok, kesilmiş çim, yolunmuş taze ot ya da bulabilirseniz tavuk gübresi ekleyebilirsiniz, bu üçü çürümeyi çok hızlı bir şekilde aktive ediyor.

Kompost kutunuza meyve sinekleri dadanırsa, en iyi çözüm meyve sebze artığı eklediğiniz gibi hemen üstünü biraz kesilmiş çim ya da ot ile örtmek. Çok başa çıkamaz durumdaysanız komposta biraz kireç de katabilirsiniz bu da sinekleri uzak tutacaktır. Kireç veya kalsiyum eklenmesi kokuyu da kesecektir.

Kompost hafif hafif tütüyorsa paniklemeyin, bu iyi bir şey, herşey yolunda demek. Çürüme esnasında ısı ortaya çıkıyor, kompostunuzda sıcaklık 55-65 derece arası olacaktır. Tüm yabani ot tohumlarının ölmesi için bir ay boyunca 60 derece sıcaklıkta kalmaları gerekiyor yani kompostunuz ısınarak kendini de dezenfekte etmiş oluyor. Şimdiden tebrik ederim.

Kompostunuzu kış aylarında yapacaksanız çamur gibi görünmesi çok olası, çünkü düşük hava sıcaklığı maalesef çürümeyi yavaşlatıyor. Sonbaharda bir avantajınız var, etrafta bir çok kuru yaprak olacak. Bu yapraklardan biraz kış için depolarsanız sonra kolaylık olur. Çamurumsu görüntüden kurtulana kadar kutuya kuru yaprak eklersiniz. Sokaklarda yaprak mı toplayacağım diye endişelenmeye hiç gerek yok, Belediye bazen sokaklardaki kuru yaprakları süpürüyor ve doldurdukları torbaları çöp arabası gelip alsın diye yol kenarına dizip bırakıyor. İşte size hazır paketlenmiş kuru yaprak : ) Büyükşehir çalışıyor!

Kompostumuza eklediğimiz ıslak / yeşil malzemelerde birbirine yapışıp yığın oluşturma, karışmama problemi yaşayabilirsiniz. Bunu önlemek için yeteri kadar kahverengi malzemeniz hazırda yoksa yeşillerin hepsini birden atmayın, fazlasını kenara ayırın. Ya da olmadı bir sopa alıp hepsini bolca karıştırın. Daha önce de dediğim gibi, yapraklar ve kesilmiş çimler de iyi karıştırılmazsa bir yerde yığılıp kalırlar ve çürümeyi yavaşlatırlar.

Birşeyler  ters gidiyorsa : (


Komposta konacak malzemeler bilgi tablosunu buradan indirebilirsiniz    PDF   EXCEL

Çok güzel animasyonlu bir kompost yapımı anlatımı    http://www.wikihow.com/Compost

Bizim evde olanlar

13.11.2013 Haydi bakalım başladık!

21.11.2013 Bizim evde işler şimdilik yavaş ama iyi gidiyor. Hemen hemen her gün karıştırıyorum. İçerisi kuru görünüyor ama hafif tatlı bir koku da geliyor. Şimdilik birazcık yeşil malzeme ekleyip bir hafta daha bekleyeceğim. Eğer önümüzdeki hafta sıcaklık oluşmamışsa biraz tavuk ya da güvercin gübresi bulmaya çalışacağım. Şimdiden kompostla neler yapılır, nasıl saklanır diye araştırmaya başladım, onlar da başka bir yazıda : )

27.11.2013
Komposta 3-4 gün önce biraz su dökmüştüm sanırım iyi gelmemiş. Hafif ekşi kokuyor. Normalden biraz daha uzun karıştırdım umarım yeterince havalanmıştır. Cuma tekrar bakacağım hala ekşi kokuyorsa biraz da kuru yaprak ekleyeceğim. Daha hala ısındı mı diye bakmaya cesaret edemedim.

11.12.2013
Kompostun ekşi kokusu 2-3 gün düzenli karıştırınca geçti. dün gece kar bastırınca güney balkona taşıdım ne kadar etkisi olur bilmeme ama kuzey balkonu da çok soğuktu. Hala inatla sıcak mı diye bakmıyorum ama bidonun içi toprak kokuyor :) 1 ayı doldurdum ama hala içindeki parçalar çok büyük sanırım yeterince küçük parçalara ayırmadım atmadan önce.

19 Kasım 2013 Salı

Baltalimanı Japon Bahçesi

Bilmiyorum hiç gittiniz mi ama Baltalimanı Çayır caddesi ile Baltalimanı Hisar caddesinin kesişiminde, Metin sabancı Kemik Hastalıkları Hastanesinin tam çaprazında çok güzel bir Japon Bahçesi var. Çok büyük bir yer sayılmaz (büyük değil diyorum ama içinde 4850 adet ağaç ve bitki kullanılmış). Her tarafa süs kirazı ve japon akçaağaçları serpiştirilmiş. Biz ilk defa sonbaharda gittiğimizden ötürü ancak akçaağaçların o kızıl yapraklarının keyfini sürebildik ama eminim ilk baharda kirazlar çiçek açtığı zamanda park çok güzel bir yer oluyordur.


Park 2003 Japon yılı sebebiyle yapılmış. Giriş ücretsiz, halka açık bir park. Etrafta dolaşan 1-2 tane bakıcısı / bekçisi var, belediye çalışanları. Girişte hemen solda çakıl ve taşlarla yapılmış Japonya’nın 12 büyük adasını temsil eden bir zen bahçesi var ama biraz bakımsız, çakılları tırmıkla taramamışlar, bazı yerlerde aralarda ot bitmiş. 12 büyük ada olayını da oradaki sadece bakıcı söylediği için kesin bir bilgi veremiyorum,  başka bir kaynaktan teyit edemedim,  ama uyduracak hali yok adamın : )


Girişin sağında ise bir Japon Çay Evi var, girişteki çitler ve bahçe kapısının bambuları plastik olsa da yine de bence güzel olmuş, evin diğer kısımlarında doğal ahşap kullanıp durumu kurtarmışlar. Evin arka tarafından bahçeye doğru giden patika çok hoş, her gün o patikadan yürüse insanın ömrü uzar. Malesef ki bu çay evi faaliyette değil, sadece gösterim amaçlı. Parkın içinde hiç bir şekilde yiyecek içecek satışı yok. Piknik yapmak ve köpek gezdirmek de yasak. Belli ki parkı temiz tutmanın yolunu böyle bulmuşlar.


Girişin karşısında ise anı levhaları hazırlanmış, parkın Şimonoseki Hiyonoma parkı ile kardeş park olduğunu. Bizim de onlara lale soğanı gönderdiğimizi buradan öğreniyoruz. Hatta bir de koi-nobori (sazan balığı flaması) astıkları direk var ama artık flamalardan eser kalmamış belki 5 Mayıs’ta yine asılıyordur, bekleyip göreceğiz. Ben internetten flamalı bir resim buldum yine de : )


Evin arkasında yapay bir gölet ve ortasındaki adacıkta da bir kamelya var. Baharda ve yaz aylarında akşamüstü bir termos çay, bir sandviç ve sevdiğiniz bir kitapla çok keyifli vakit geçirilebilecek bir yer. Park çok kalabalık olmuyor o yüzden kafa dinlemek isteyenler için çok güzel. Yapay göletin etrafı Japon akçaağaçları ile çevrili, ayrıca nilüferler de var. Nereye baksan güzel : )


Sonbaharda gittiğimizden akçaağaçlar tohum döküyordu haliyle biz de hemen bolca tohum topladık. Ağaçlar.net’de akçaağaç tohumu ekmek için bir çok farklı yöntemlerden bahsediyordu siz de bu bağlantıdan bakabilirsiniz. Farklı gözükseler de temelde hepsi benzer; tohumları suda beklet nemlendir, nemli ve soğuk ortamda beklet, sonra ısıyı yükselt. Ben hepsini 48 saat ılık suda beklettim, sonra 1 gün kadar kağıt havlu arasında beklettim iyice süzülsün ıslak kalmasın diye, sonra hafifçe nemlendirdiğim toprağa ektim ve üstlerini nemi kaçmasın diye kapattım. 4 kutu buzdolabında 3 kutu ise balkonda duruyor. Bakalım hangisinde daha yüksek çimlenme oranı olacak.




Eğer siz de akçaağaç tohumu ekmek istiyorsanız. Tohumların düşmeye başladığı ama hala bir kısmının ağacın üzerinde olduğu zamanda tohum toplamalısınız. Tohumların yandaki kanatçıklarını tohuma zarar vermemeye özen göstererek kesin diyenler de var kesmeyip öyle kanatçıklarıyla ekenler de var. Sonra tohumları 1-2 gün ılık suda bekletin, gerçi taze tohum ekiyorsanız su da bekletmeye de gerek yok diyorlar. Sonra süzdürüp kutulara ekebilirsiniz. Akçaağaç tohumları 90 ile 120 gün soğuk katlama gerektiriyor. Bilmeyenler için basitçe katlama; tohumu belirli bir süre belirli bir ısı koşuluna maruz bırakmak.  Yani kasım sonu gibi dolaba koysanız mart ayına kadar orada kalacak.


Yukarıda bahsettiğim ağaçlar.net konu başlığı altında japon akça ağacı çimlendirmek üzerine çok güzel iki video da bulunuyor onları da aşağıda paylaşıyorum. İngilizce bilmeyenleriniz için basitçe adam kuru tohumlardan çimlenme oranının çok düşük olduğunu ve mutlaka taze tohum kullanılması gerektiğini söylüyor. Kuru tohuma örnekler gösteriyor. İnternetten aldığınız tohumların bir çoğu böyle eski tohumlardır diyor. Taze tohumları kasım aralık gibi plastik buzdolabı poşetine koyun buzdolabına atın yeter sonra martta nisanda çıkartıp ekersiniz diyor. Gerçekten de buzdolabı torbasından çıkarttığı tohumları çimlenmiş vaziyette, sadece kök salanları alıp saksıya geçiriyor.

 


Umarım ben de bu tohumlar konusunda başarılı olurum. Tüm tohumlarımı bu sene kendim topladığım için en azından taze olduklarına eminim. Siz de benim gibi bu güzel kırmızı yapraklı ağaçlara hayransanız ya da biraz kafa dinlemek istiyorsanız mutlaka Baltalimanı Japon Bahçesine uğramalısınız. Yol bilgisine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.


2 Kasım 2013 Cumartesi

Kasımda bahçe başkadır...

Kasım ayı sonbaharın son ayı, İstanbul'da havalar pek belli etmese de kış geldi sayılır. Ben de harıl harıl balkondaki çiçeklerin, ağaçların kış hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyorum. Eve girecekler için yer hazırlandı, sevdikleri kadar ışık sevdikleri kadar sıcak ayarlanmaya çalışıldı, tohum ekimine devam edebilmek için Çin'den yeni bitki ampulleri alındı, laleler saksılara dizildi, mutfağa otlar için dikey bahçe tasarlandı... Evde benim bile bu kadar işim varken Allah bahçesi olana kolaylık versin : ) Dedim sadece kolaylıklar dilemek olmaz bir de ben araştırayım Kasımda bahçede ne işler var hem kendim de biraz feyz alırım evde yaptığım işler için.

Bahçe temizliği:

Tüm bahçede genel bir temizlik yapın, kuru dalları yaprakları temizleyin, otları biçin. Bu temizlik çalışması özellikle zararlıların (böcekler, kurtlar, güveler, fareler, vs.) kışın barınmalarını önlemek için yapılıyor. O yüzden nerede ne saklanabilir, barınabilir diye bahçenin her köşesini gözden geçirin, gerekirse kuytu alanları açmak için biraz budama yapın.

Meyve ağaçlarındaki tüm geçmiş meyveleri toplayın. Ayrıca ağaç etrafındaki  kuru yaprakları da toplayıp atın, otları temizleyin. Ne kadar iyi bir temizlik yapılırsa bir sonraki sene hastalıklar ve zararlılar o kadar azalır.

Çimleri büyümeleri durana kadar biçmeye devam edin. Son seferinizde mümkün olduğu kadar kısa şekilde biçin ve biçilen çimi toplamayın üstünde bırakın.

Güller, şakayıklar ve süsenler (aslında genel olarak tüm çiçekler) bu ayda mantar hastalıklarına karşı hep izlenmelidir. Bitkilerin diplerini her daim temiz tutmak gerekir. Süsenlerin alt yaprakları kopartılıp temizlenmelidir.

Kasımpatılar çiçek açmayı durdurduğu zaman sapları toprağa yakın bir yerden kesip,dökülmüş kuru yapraklar ile birlikte hepsini atın.

Temizlik kadar bahçe bitkilerinizi incelemeniz de önemli, Senelik bitkileri kurusun kalsın yerinde diye bırakmayı düşünebilirsiniz ama eğer hastalıklılarsa, bu hastalıkların bazılarının kışı atlatabildiğini ve  seneye de görülebildiğini unutmamak gerekir. O yüzden tüm hastalıklı bitkiler tüm kökleri ile birlikte temizlenip atılmalıdır.

Şakayıklarda yaprak yanıklığı ve hatmilerdeki pas hastalığı önleme için tüm kurumuş ve eski sapları / dalları kesip atın.

Gül atlarını temizleyin. Tüm hastalıklı yaprakları toplayıp atın. Rüzgarda zarar görmemesi için budayın.

Ağaç ve çalılarda, gövde ve yaprak üzerinde bagworm güvesi kozası var mı kontrol edin. Bulduklarınızı toplayıp atın.

Bazı sitelerde kanatsız güvelere karşı ağaç gövdelerine yapışkan sinek kağıdı sardıklarını gördüm. Böylece güveler yukarı kadar tırmanamıyor, saklanıp koza yapamıyor.

Yapraklar dökülünce viburnum yaprak kurdu yumurta keselerini görmek daha kolay olur. Gördüklerinizi etkilenen dalın bir bölümünü de sıyırarak atın.

Son kalan sebzelerinizi de toplayıp, kalan bitkileri sökün ve toprağı sürüp öyle bırakın. Toprağınızı sürüp bırakırsanız baharda daha erken ısınır ve kurur, siz de ekime daha erken başlarsınız.

Kıştan Koruma Önlemleri

Bahçenizde kışı saksıda geçirebilecek çiçekleriniz var ise, mesela, Afrika menekşesi, onları saksılara koyup eve alabilirsiniz. Basit bir kural olarak bitkinin çapının üçte biri kadar bir saksı yeterli olacaktır. Kışın boyu bol güneş alabilecekleri bir yerde açmaya devam edeceklerdir. Aynı şekilde daha çok büyümemiş, kışı geçirebileceğinden emin olmadığınız ufak çalılarınız, mesela  bir biberiyeniz var ise bu ay bir saksıya alıp donlar başlayana kadar dışarıda soğuğa alışmasını sağlayabilirsiniz. İleriki aylarda da içeriye alırsınız.

Genelde kışın aromatik otların kurutulmuşlarını kullanırız ama kışın da taze nane istiyorsanız mutfak otlarınızı artık bu mevsim içeri almalısınız. Maydanoz, fesleğen, kekik, roka  gibi aromatik otlar içeride saksılarda bol güneş alacak şekilde kışı geçirebilir.

İlk bir iki dondan sonra çileklerin üstünü 3 cm kadar malç ile kapatarak bahara kadar saklayabilirsiniz.

Çok soğuk iklimlerde gülleri dondan önce taç kısmına kadar toprağa gömmek gerekir. Toprak donduktan sonra üstüne bir kat malç atılır.

Yine soğuk iklimlerde ağaç ve çalıları çuval bezi ile sararak kış soğuklarına hazırlamak gerekir.

Kışın içeri ya da kış bahçesine alamayacağınız büyük saksılarınızın etrafını pıtpıt naylonlarla kaplayabilirsiniz.

İnce ağaç gövdeleri plastik ya da tel örgü ile sarılarak farelere ve tavşanlara (tavşanı kim kaybetmiş de biz bulmuşuz...)  karşı önlem alınmalıdır. Telinizi yaklaşık gövdeden 5 cm mesafede, kar hizasının üstünde kalacak şekilde ve 7-8 cm kadarını da toprak altına gömülecek şekilde çakmalısınız.

Dalyalarınızı ve benzeri hassas soğanlı bitkilerinizi ilk soğuklar üst yapraklarını karartınca topraktan 15 cm yukarıdan kesin, dikkatlice yerinden çıkartın, üstündeki toprakları fırçalayın ya da yıkayın ve 2 hafta kadar kurumaya bırakın sonra da kaldırın.

Budama ve temizlemelerden çok fazla yaprak dal vs. artığınız olacağı için bunlarla kompost yığını yapabilirsiniz. Yığını yağmur ve kardan korumak için üstünü plastik ile örtmeniz gerekir.

Kuşlar için bahçeye yemlik ve suluk yerleştirebilirsiniz, kış onlar için de kolay geçmiyor.

Bahçe Bakımı

Tüm bahçe alet edavatınızı temizleyip kapalı bir yere kaldırın. Bakımlarını yapın; gerekli parçaları yağlayın, bıçaklarınızı bileyleyin, pası temizleyin, boyaları yenileyin. Hiç bir eşya kış boyu dışarıda kalmamalıdır.

Kış öncesi gübreleme bu ay yapılmalıdır.

Bahçede ekinlerde istediğiniz verimi alamadığınızı düşündüğünüz, çiçek ve çalılarda gelişme göremediğiniz kısaca bir şeylerin ters gittiğini düşündüğünüz bir bölge var ise, bir an önce örnek alıp test ettirin. Bazı toprak ıslah metodlarının bir sonraki seneye etki etmesi için donlar başlamadan önce uygulanmaları gerekir.

Ağaç  budamalarının kış şartları iyice bastırmadan önce bu mevsimde tamamlanması gereklidir. Zayıf, hastalıklı, kuru gördüğünüz dalları,  kök sürgünlerini ve dik sürgünleri tamamen budayıp temizleyin.

Don başlayana kadar odunsu gövdeli tüm bitkilerde sulama devam etmelidir. Özellikle her daim yeşil ağaçlar kış döneminde kurumaya karşı hassastır. Sonbaharda sulama devam ederse bitkiler uyuma dönemine iyi su depolamış olarak girerler.

Ekim / dikim

Kasımda bahçe boşalınca keşke biraz daha ağacım çalım olsaydı diyebilirsiniz. Yaprak döken ağaçların dikimi kasım ayında da devam edebilir. Yeni fidanlar için bir fidanlığı ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca yerini değiştirmek istediğiniz bitkileri de bu ay içerisinde taşımalısınız.



Kasım ayı itibari ile baharda açacak çiçek soğanlarınızı bahçeye dikebilirsiniz. Laleler ile ilgili açıklamaları daha önceki yazımızda bulabilirsiniz.

Sebzelerden, bakla, bezelye, taze soğan ekebilir, çilek dikimi yapabilirsiniz.

Ev için, nergisleri, sümbülleri, nergis zambaklarını (güzelhatun çiçeği) bu ay saksıya dikip ya da suya yatırıp yılbaşına kadar çiçeklenmelerini sağlayabilirsiniz.

Yılın ilk aylarında bahçede yapmak istediğiniz erken ekim, dikim çalışmaları için şimdiden planınızı yapıp toprak donmadan bu mevsimde hazırlıkları tamamlamanız gerekir.

Toplanan tohumların kurutulmasını artık bu ay tamamlamak gerekiyor, sonra güzel şekilde ambalajlayıp bahara kadar saklayabilirsiniz.